Kültür olarak yaşlılığı hayatın geri kalanından ayırma eğilimindeyiz. Sosyal bir kurum olan emekliliği yaşlılığın adeta miladı olarak görüyoruz. Artık emekli maaşı ile geçinilen durağan bir son dönemin başladığını düşünüyoruz. Oysa yaşlanma deneyimi kişiden kişiye önemli farklar gösteren, kendimize özel bir süreç.

Sayısı giderek artan kanıt, yaşlılığın; sorunlar ve hastalıklar ile dolu, mutsuzluk ve gerileme dönemi olarak tarif edilmesinin yanlış olduğunu vurguluyor. Esasen beden ve ruh sağlığına özen gösteren; sosyal hayatını anlamı olan etkinlikler, gönüllü hizmetler ile canlı tutan insanlar için hayatın ilerleyen yılları fırsat, gelişme ve mutluluk çağı olmaktadır.

Bu düşünceler etrafında şekillenen II. Uluslararası İzmir Keyifli Yaş Alma Fuarı ve Kongresinin her anlamda ilham verici olacağına ve yaşamın her döneminin kendine has güzelliklerini bir kez daha hatırlamamıza vesile yaratacağına inanıyoruz.

Prof. Dr. Selahattin Fehmi Akçiçek